Gökyüzüne Uçan Ev

Ali, büyükannesinin evinin gökyüzüne uçabileceğini keşfeder ve iyilik dolu bir kalple bu sihirli yolculuğa çıkar. Gökyüzünde yardım çağrısında bulunan başka bir eve yardım ederek cesaretini ve yardımseverliğini gösterir. Büyükannesi, gökyüzünde uçmanın sihirden çok iyilikle mümkün olduğunu öğretir. Ali, her gün yardıma muhtaç insanlara yardım ederek gökyüzünde iyilik dağıtmaya devam eder.

Gökyüzüne Uçan Ev

Bir zamanlar, küçük bir dağın eteklerinde yer alan, yemyeşil tarlalarla çevrili sakin bir köy vardı. Bu köyde, sıcacık bir evde yaşayan Ali adında bir çocuk vardı. Ali’nin evi, kırmızı çatısıyla, pencerelerinden sarkan çiçeklerle ve kocaman bir bahçesiyle köyde herkesin sevdiği bir yerdi. Ancak Ali’nin evinin sıradan olmadığı, yalnızca ona ve büyükannesine mahsus bir sırdı.

Ali, geceleri yıldızları izlemeyi, gündüzleri ise gökyüzünde süzülen kuşlara bakmayı çok severdi. Her defasında içinden, “Bir gün ben de gökyüzüne uçacağım,” derdi. Bir gün büyükannesine gidip merakla sordu:

“Babaanne, neden gökyüzü bu kadar yüksek? Neden biz oraya ulaşamıyoruz?”

Büyükannesi, bilge bir tebessümle Ali’nin başını okşadı. “Gökyüzüne ulaşmak, sadece bulutlara dokunmak değil Ali. Gökyüzü, hayallerin gerçekleştiği bir yerdir. Ama bu sadece cesur ve iyi kalpli insanlar için mümkün olur.”

Ali, büyükannesinin sözlerini derin düşüncelere dalarak dinlerdi. Bir gün, büyükannesinin eski sandığını karıştırırken altın bir anahtar buldu. Bu anahtar, gökyüzüne açılan bir sırrı saklıyordu. Anahtarın üzerinde şu yazıyordu: “Evimizin sırrı bu anahtarda. Cesaretinle ve iyi niyetinle gökyüzüne ulaşacaksın.”

Ali heyecanla anahtarı alıp büyükannesine koştu. “Babaanne! Bu ne anlama geliyor? Evimiz gerçekten gökyüzüne uçabilir mi?”

Büyükannesi gülümseyerek başını salladı. “Evet, Ali. Bu ev, yıllar önce büyükbaban tarafından yapılmış bir evdir. Onu sihirli kılan bir büyüyle inşa etti. Ama sadece cesur ve iyi kalpli insanlar, evin sırrını kullanarak gökyüzüne uçabilir.”

Ali’nin gözleri parıldadı. “Hemen deneyelim, babaanne! Gökyüzüne çıkıp yıldızların arasından geçmek istiyorum!”

Büyükannesi onu sakinleştirdi. “Sabırlı olmalısın, Ali. Her şeyin bir zamanı vardır. Ama önce senin hazır olduğunu bilmeliyim. Gökyüzüne gitmek, sadece eğlence değildir. Orada yardıma ihtiyacı olanlara el uzatabilmeli, kalbinde iyilik taşımalısın.”

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Küçük Arıcı ve Altın Çiçek

Ali, büyükannesinin sözlerini dikkate aldı ve sabırla bekledi. Ertesi gün, köyde bir fırtına koptu. Ağaçlar eğildi, gökyüzü karardı ve rüzgar tüm köyü savuruyordu. Ali, pencereden bakarken, köyün dışındaki küçük bir kulübede yaşayan yaşlı bir adamın evinin yıkılmak üzere olduğunu fark etti.

“Babaanne! O adamın evine yardım etmeliyiz. Yoksa evi rüzgarla savrulacak!” dedi Ali, endişeyle.

Büyükannesi, Ali’ye derin bir bakış attı. “İşte şimdi hazırsın,” dedi ve altın anahtarı ona uzattı. “Bu anahtar, evimizi uçuracak. Git, o adama yardım et.”

Ali, altın anahtarı aldı ve büyükannesinin gösterdiği gizli kapıyı açtı. İçeride, kristal bir küre ve sihirli bir kol vardı. Ali, büyük bir heyecanla kolu çevirdi. O anda evin tüm duvarları hafifçe titremeye başladı. Evin etrafında ışıklar parladı, rüzgar kesildi ve ev yavaşça yerden yükseldi.

Ali, pencereden dışarı baktığında, köyün ağaçlarının altında küçüldüğünü gördü. Ev, bir kuş gibi süzülerek gökyüzüne doğru yükseliyordu. Bulutlar etraflarında dans ediyor, evin etrafında parlak yıldızlar beliriyordu.

“Gerçekten uçuyoruz!” diye bağırdı Ali. Neşe ve heyecanla doluydu.

Büyükannesi, sakince yanına geldi. “Gökyüzünde olmak, sadece yıldızların arasında süzülmek değildir Ali. İyilik yapma fırsatlarıyla dolu bir dünya burası.”

Bir süre sonra Ali, gökyüzünde savrulan başka bir ev fark etti. Rüzgarla savrulan evdeki insanlar, korku içinde pencereden bakıyorlardı. Bir çocuk, camdan dışarı sarkarak bağırıyordu: “Yardım edin! Evimiz rüzgarla savruluyor, durduramıyoruz!”

Ali, hiç tereddüt etmeden, “Onlara yardım etmeliyiz, babaanne!” dedi.

Büyükannesi başını salladı. “İşte tam da bunun için buradayız.”

Ali, evin kontrolünü eline aldı ve sihirli dümeni çevirerek, diğer eve doğru yöneldi. Yaklaştıklarında, evden ip sarkıtarak, zor durumdaki aileyi güvenli bir şekilde kendi evlerine aldılar. Çocuk, nefes nefese Ali’ye bakarak, “Nasıl başardınız? Bizim evimiz neden kontrolümüzden çıktı?” diye sordu.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Trenle Gökyüzüne Yolculuk

Büyükannesi, bilgece bir gülümsemeyle, “Gökyüzüne uçmak, sadece sihirle olmaz. Kalbinizdeki iyilikle uçarsınız. Yardımlaşmayı bilmeyenler, bu gökyüzünde yol alamazlar,” dedi.

O günden sonra Ali, gökyüzünde yardıma muhtaç evlere yardım etmeye devam etti. Her gün yeni bir maceraya atıldı, bulutların arasında dostluklar kurdu, ve her gece eve döndüklerinde gökyüzünden dünyaya bambaşka bir pencereden bakmayı öğrendi.

Aylar sonra, Ali’nin evine birçok insan geldi. Onlar da gökyüzünde evlerinin uçmasını hayal ediyorlardı. Fakat Ali, büyükannesinin sözlerini asla unutmadı. “Gökyüzüne uçmanın sırrı, sadece sihir değil, iyilik dolu bir kalp taşıyabilmektir.”

Ve işte böylece, Gökyüzüne Uçan Ev, her gece bulutların üzerinde süzüldü. Yardıma muhtaç olanlara bir umut ışığı oldu. Ali ve büyükannesi, gökyüzünde yolculuklarına devam ederken, iyilik yapmanın sihirden daha güçlü olduğunu herkese öğrettiler.

Evet çocuklar Gökyüzüne Uçan Ev isimli masalımızda burada bitti. Sizde Binbir Gece Masalları yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.

masal gonder

MasalAbi

Masal Abi Olarak Çocuklarıma Okumayacağım Hiçbir Masalı Evlatlarınıza Okumayacağımdan Emin Olabilirsiniz. Bende Bir Baba Olarak Kendi Evlatlarıma Okumadığım Hiçbir Masalı Sizlere Sunmuyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu